Brac Adası -Bol-Zlatni Rat Plajı -4.Bölüm
06.08.2009
Szabolcs Emich [CC-BY-2.0 (http://creativecommons.org/licenses/by/2.0)], via Wikimedia Commons
Split limanından meşhur Jadrolinija feribotlarına biniyoruz. Split limanı çok ama çok kalabalık. Hırvatistan iç hat bağlantıları dışında İtalya’dan gelen Bari, Ancona gibi bağlantılar da Split limanına uğradığından her milletten insan mevcut. Limanın hemen yanı otobüs istasyonu. İstasyon düzenli, valiz bırakmak için emanet de var. Günübirlik gelenler için herşey mevcut
Biz Brac Adasında Supetar limanında iniyoruz.
Supetar
Hava çok sıcak ve nemli. Supetar’dan Bol‘a taksi dolmuş ile gideceğiz. (Kişi başı 40 kuna)
Klimalı konforlu aracı ile Toni (Taxi Toni , mobil tel: 091/582 55 07 veya +385 91/582 55 07)
bizi Bol’a götürüyor. Toni konuşkan ve sevimli birisi. Konuşurken Türk olduğumuzu öğrenince çok ilgi gösteriyor. Türklerin iyi insanlar olduğunu, Müslümanların birbirine çok yardımcı olduğunu gözlemlediğini ve bunun çok hoşuna gittiğini anlatıyor. Hırvatistan, Sırbistan, Bosna, Slovenya hakkında kısa bilgiler ve biraz da futbol muhabbeti (tabiki
Hajduk Split başta!) ile devam eden yol yarım saat sürüyor.
İndiğimiz yerde info var. Sırtçantalarımızı bırakacak bir yer sorup tarif edilen yere eşyaları bırakıyoruz. Biraz para bozdurup akşam
Hvar adasına geçmeyi planladığımızdan hemen gezmeye başlıyoruz.
Bol, Splite yaklaşık 1 saat uzakta. Meşhur
Zlatni Rat plajı burada ve bu küçük adaya anakara iç hatlardan ulaşabileceginiz bir
havalimanı da bulunmakta.
Meydanda mini bir pazar kurulmuş hemen biraz şeftali ve nektarin alıyoruz yemek için. Ardından taxi boatlara atlayıp (kişi başı 10 kuna akşam 19.00 a kadar var) gidiyoruz plaja. Ayrıca mini trenler de var karayolundan gitmek isteyenler için yada 20 dk.da yürüyüş ile ulaşılabilirmiş ama bu sıcakta deniz yolu püfür püfür ooh dedirtiyor valla..Yaklaşık 10 dk sonra
meşhuuur plajdayız..
Fotoğrafta bembeyaz görünen kısım taşlı bir plaj. Zaten Hırvatistan’da bizdeki kadar çok kumlu plajlar yok. Ama denizleri hep çok temiz. Şu an tam turizm mevsimi plaj iğne atsan düşmez şeklinde.
Zlatni Rat, kalabalığa rağmen oldukça güzel organize olmuş bir plaj. Dikkatimizi çeken tek şey, bu kalabalığa ve çoluk çocuğa rağmen bağırtı patırtı yok. Derhal yurdum plajlarını hatırlıyor ve yadırgıyoruz bu sessizliği 🙂
Tuvaletler(4 kn) duşlar tertemiz, self servis restorant,cafe, hatta internet cafe bile var.. Rüzgar sörfü ve kite surf yapanlar var.
Rahatlamak isteyenler için ise masaj servisi de mevcut. Son derece temiz ve kibar görünümlü tiplerdi masörler yani aklınıza bizim plajlarda turistlere masaj yapan! abiler gibi görüntüler gelmesin 🙂
Kendimize birer şezlong bulup hemen kendimizi Adriyatik sularına atıyoruz. Brrrr Soğuk !!!
Fakat tertemiz yeşil mavi denize alışıyoruz bir süre sonra. Biraz yüzdükten sonra acıktığımızı hissederek self servis restoranta gidiyoruz ve bu kamp alanı gibi diyebileceğimiz yerde İstanbul’da değme restorantta yiyemeyeceğimiz bollukta ahtapot ve kalamar içeren salatalar ile keyfimiz yerinde.
zlatni rat ahtapot salatası
Su istiyorum, heryerde olduğu gibi burada da eğer paketli suyu özellikle belirtmezseniz musluk suyu getiriyorlar. Rehberlerde de bu suyun güvenli ve içilebilir olduğu yazıyor ama tereddüt olduğu her noktada pet şişede su bulmak mümkün.
Yemek sonrası sahile dönüyoruz. Birkaç günlük yorucu indi bindili tempo ardından ayaklarımızı uzatıp yatmak ilaç gibi geliyor. Canım eşim uyuyor. Ben plajı ve denizi seyrediyorum. Mutluyum.
Biraz dinlenme sonrası artık Bol’a dönüp
Hvar adasındaki Jelsa’ya geçiş için bilet almamız lazım.Taxi boat ile dönüyoruz. Sahilde Topolino Pizzeria’ya oturuyoruz müthiş pizzalar görüyoruz ama tok olduğumuzdan sadece bir meyve salatası ve dondurma yiyerek içimizi serinletiyoruz.
Bilet gişesi saat 16.30 da açılıyor katamaran ise saat 17.10’da. Valizleri emanetten alıp 16.20 gibi gidiyoruz kuyruk var satıcı yok.16.30 da geliyor bir abi ama kuyruk hiç ilerlemiyor. Birazdan bizim katamaran görünüyor biletçi panik. Hırvatça Jelsa bişeyler diyor. Jelsa öne dediğini varsayıyoruz çünkü millet hücüm ediyor gişeye! Neyse bileti alıp katamarana biniyoruz (Bol Jelsa kişi başı 11 kuna)
Bu seyahatte bir kez daha görüyorum ve düşünüyorum. Dünya gençliği geziyor. Herkes backpacker şeklinde yüklenmiş eşyasını, ellerde haritalar ucuz hostel bulma, eşya bırakma, eğlenme, tanıma telaşında oradan oraya koşturuyor. Beni en çok üzen ise bizim gençlerimiz ve yüreği genç kalanlarımıza hiç rastlayamamak oluyor. Maliyetlerin, sınırlamaların gençlerimize çıkarttığı engelleri düşünüp üzülüyorum. Brac Adası oldukça sevimli ve görülmeye değer..
Geziler insanı özgürleştiriyor, yolculuklarda ben kendimi tanıyor içsel yolculuklara çıkıyorum ve en çok da bunu seviyorum. Bu düşüncelerle katamarana biniyorum.